Uyanık ya da uykuda olduğumuz her an, dış dünyadan duyularınız aracılığıyla milyonlarca veri alıyoruz. Ama bilincimiz aynı anda ancak beş ile dokuz arasındaki veriye odaklanabilir. Siz, yedi rakamlı bir telefon numarasını belleğinize kaydetmeye çalışırken ikinci bir telefon numarasını da aynı anda aklınızda tutamazsınız.
Şu anda bulunduğunuz mekana ait tüm veriler bilinçaltınızda kayda geçiyor. Sadece veriler mi? Mekanla ilgili düşünce ve duygularınız, orada otururken kafanızdan geçen başka şeylerle ilgili düşünce ve duygularınız, anılarınız, umutlarınız, beklentileriniz ve korkularınız, kendinizle yaptığınız iç konuşmalarınız, üzerinizdeki elbisenin, ayakkabının rengi, rahatlığı vb. her şey ama her şey bilinçaltında kayda geçiyor.
Ama size gözünüzü kapattırıp odanın duvarlarının rengini sorsam belki ona bile yanıt veremezsiniz. Özellikle ilk kez bulunduğunuz bir mekansa.
Oysa derin hipnoz esnasında odayla ilgili her türlü s
ABD’li hipnoterapist David J. Lieberman, “Size Kimse Yalan Söyleyemez” adlı kitabında, kandırılanlar için “Yalan dedektörü” olmanın ipuçlarını veriyor Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve kısa süreli terapide devrim niteliği taşıyan ’Nöro Dinamik Analiz’in yaratıcısı Lieberman’ın ilginç bilgiler içeren kitabı, Kuraldışı Yayıncılık’tan piyasaya çıktı. Kitabında insanoğlunun günümüzde kandırmaca dolu bir dünyada yaşadığına dikkati çeken Lieberman, ’Birilerinin bize yalan söylemesine engel olamayız ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz’ görüşüne yer veriyor. Kitabın her bölümünde yalanın farklı bir yüzünün ortaya konulduğunu belirten Lieberman, kitaptaki yeni teknikler sayesinde herkesin kendilerine yalan söylenip söylenmediğini anlayabileceğini kaydediyor. YALAN SÖYLÜYORSA…
Konuşma yeteneğiniz kariyerinizi önemli oranda etkileme gücüne sahip. Başarılı olmak için konuşma yeteneğinin gelişmiş olması gerekiyor. Kimse konuşması düzgün ve etkili olamayan bir insanla iletişim haline geçmeyi istemez. Konuşma yaparken en temel kural etkileyici ve konuya hakim olmak. Topluluk önünde konuşurken ve karşılıklı konuşma esnasında etkileyiciliğinizi konu hakkında bilginizle pekiştirirseniz istediğiniz etkiyi yaratabilirsiniz. İnsanın karşısındakini ikna edebilmesi için, ikna etmek istediği konuda önce kendisinin inanmış olması lazımdır. İnanmış gibi görünüp de, zıddını yapıyorsa ikna etmesine imkan yoktur. O zaman çirkefleşme yoluna gider ki bu da haksız olduğunu gösterir. Ona ondan üstün ve baş edemeyeceği yöntemler ile cevap vermek lazımdır. İkna etmek her insanın harcı değildir. Haklıdır ama tarifi ve teşbihi yapamaz. Kendisi bilir ama ifade edemez. Yada bilir, kendine olan güveninden dolayı, karşısındakinin anlamadığını görür, anlamayacağ
Ian'ın Hikayesi; Ilan, bir pazartesi sabahı dişinin ağrıdığını hisseder. Fakat yüklü . bir programı vardır ve dişçiye gidecek zamanı yoktur. Ya ağrı kesici alacak, ya da dişçiye gitmek, zorunda kalacak. Fakat o bunları değil bir de üçüncü seçeneği denemek zorunda kalır. Ağrısı ile pazarlık yapar. Bilinçaltına gönderdiği bu sinyal için teşekkür eder. Çünkü dişindeki problemi bilinçaltı ona haber vermiştir. Bilinçaltı ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre eğer bilinçaltı sinyali durdurarak ağrıyı keserse hafta sonu dişçiye gidecektir. Buna söz verir. Eğer durum acil ise sabaha kadar ağrının sürmesini ister. Ağrı yarım saat sonra durur, işlerini hafta içinde bitirir ve hafta sonunda da dişçiye gider.
Her insan kendi bilinçdışına yalnız kendisi emir verebilir. Başkaların düşünceleri, eğer onları kabul edersek bizi etkileyebilir. Herkes düşünceleri seçmede özgürdür.
Bugün artık başarısızlığın gerçek sebebinin zihinde üretilen başarısızlık senaryolarının
Her birimiz dünyayı eşsiz biçimde algılarız; sanki gerçek dünyaya ilişkin, kendimizin çizdiği kişisel bir haritaya sahibizdir. Öncelikle, biz insanlar, bireysel olarak, etrafımızdaki görüntüler, (ışık dalgalan), sesler ve diğer duyusal uyarıcılar şeklindeki enerji dalgalarının sadece çok küçük bir kısmına ulaşabiliriz. Yani anlayışımız, bir numuneye ya da gerçek dünya üzerindeki küçük bir duyusal pencereye dayalıdır. Her birimiz, ayrıca geçmiş deneyimlerimiz, bunların sonucunda oluşan tavırlarımız ve inançlarımız açısından da benzersizizdir. Deneyimi, kavrayışlarımız ve inançlarımıza ‘uydurmak’ üzere süzgeçten geçirmeye eğilimliyizdir. Gözlerimiz ve kulaklarımızla algıladıklarımızdan çok, milyonlarca elektro-kimyasal sinaptik beyin bağlantısı, dünyaya ilişkin kişisel haritamızı oluşturan ‘anlayış’ haline gelir. Ama haritalarımızın hiçbiri gerçekliğin ‘ülkesi’ değildir ve olamaz da. Bu yüzden, doğru iletişim, başka insanların algı haritalarını anlamaya çalışmalıdır. Farklılıkl
İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de
Mark McCormack, birçok başarılı atletin temsilcisi ve Spor-tes Illustrated kendisini "sporda en güçlü kişi" olarak nitelendirmişti, tüm star performansı gösterenlerin sonsuz bir gelişme arzusunu paylaştıklarını belirtiyor. McCormack What They Don 't Teach you At Harvard Business School 'da "Bunlar her başarıyı, her zaferi daha büyük hırsların dürtüsü olarak kullanıyor."yazmıştı. "Hemen ulaşılan herhangi bir amaç daha büyük daha 'ulaşılmaz' bir amaca doğru bir sonraki basamak oluyor. Belki siz çeşitli bölümlerdeki testlerin bazısında oldukça iyi puan aldınız ya da örneğin ikna etmede oldukça iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ya da belki bu kitaptaki ilkelerden bazısını uyguladınız ve başarı kazandınız. Müthiş! Fakat eğer siz o yetenek ya da başarıyı kendini tatmin ve kendinden memnun olmaya çevirirseniz, başarısız oldum demektir. Karizmanın herhangi bir alanında zaten yeterince iyi olduğunuzu hissetmek iıeredeyse kesinlikle öyle olmadığınızı temin etmek demektir.